doğma büyüme izmir karşıyaka'lı olarak ilk defa gideceğiniz için çok fazla beklentiye girmeyin derim .
midyeleri çok güzel özellikle karşıyaka vapur iskelesinin karşısına geçince sağda sokağın başında ( postane sokağı girişi ) midyeci ahmet var . bayılırsınız .
alsancak pasaport iskelesi yakınında meşhur topçu da çöpşiş yiyebilirsiniz .
ben de müze gezmeyi çok severim yazdıkların dışında efes selçuk yazasım geldi yakın sonuçta .
hatta selçuğa gitmişken selçuk müzesi efsanedir . ben çok beğenmiştim . ve oradan da şirince köyüne geçersin şarap denemeye .
istanbul'da yaşıyorsan ve izmir'e gideceksen mesafelerin kısalığı dikkatini çekecektir. mesela biz iş çıkışı çeşme'ye gidip denizde yüzen insanlardık izmir'de yaşarken . hem çok trafik olmaz hem de insan az .
bir de sokak sormuşsun hilton oteli yakınında sevgi yolu var sağlı sollu kitapçılar takılar birşeyler sergiler olan palmiye ağaçları arasında gezmelik bir yer .

Karşıyaka tarafında olacaksan manzarası bakımından Seyir Tepe restoranını tavsiye ederim. Eskiden alkol yoktu. Belki hala yoktur ama bahçesinden manzarası mükemmel.

Bunun yanında gezmek için devilone'a katılıyorum. Selçuk / Efes/ Şirince tarafları görülmesi gereken yerler. Şehrin içinde çok fazla gezilecek, takılacak yer yok.

Gezilesi sokak önerisi olarak da küçük istiklal olan Karşıyaka çarşıya bakabilirsin ama çok beklentiye girmeyin +1

Midye+1... İstanbul'daysan eğer, yediklerim midye mi kum mu diye düşünürsün...

Onun dışında aracın varsa Efes'e, Şirince'ye geç yakın nasılsa.

folkart ve arkas sanat galerilerinde güzel sergiler var bu ara, onları ziyaret edebilirsiniz. müze seviyorum dediğiniz için söylüyorum, bunlarıda seversiniz büyük ihtimalle. arkas sanat galerisinin olduğu bina zaten kendisi müze gibi. ikiside ücretsiz.

kemeraltında şurda yemek yiyin, şahanedir yemekleri;
www.gevrekandginger.com

abacıoğlu handa yolo art'da bişiler için, mutfağıda iyidir;
www.gevrekandginger.com

bu butik otel kemeraltı'nın içinde, havralar sokağından hemen önceki bir handa, avlusunda mola verebilirsiniz, ordanda havralar sokağına geçebilirsiniz;
www.lagoraoldtown.com

kemeraltı kuyum pide;
tr.foursquare.com

kağıt ve kitap sanatları müzesi, Pablo Picasso, Marc Chagall, Joan Miro, Salvador Dali, Wassily Kandisky, Henri Matisse ve Andy Warhol gibi ünlü sanatçıların eserleri var;
tr.foursquare.com

tcdd müzesi, teşhir ve tanzim vahim durumda olsada en favori yerlerimden birisidir. hemen alsancak garın karşısında, girişi çok belirsiz, dikkatli bakmanız lazım;
www.kulturvarliklari.gov.tr

radyo ve demokrasi müzesi, hemen yanında da aziz vukolos kilisesi var;
www.konak.bel.tr

konak tarafından salepçioğlu camiiye de gidin, barok etkileri taşıyan şahane bir camiidir. süslemeleride yakın zamanda restore edildiğinden, göz alıcı bir renk ahengi var bu aralar.

daha çokkkk yazarımda, izmir'de yapacak bir şey yok denilince şaşkınlığımdan hızlıca bunları yazdım şimdilik. bu yazdıklarımın en az 5 katı daha yer, butik müze, tarihi sokak vesaire yazabilirim. beklentilerinize ve şehri nasıl deneyimlemek istediğinize bağlı, çok çok daha fazlası var.

efes gezilmeli doğrudur, müzeside yenilendi ayrıca.

+
İzmir Kadın Müzesi - Basmane
Neşe ve Karikatür Müzesi -Alsancak Kıbrıs Şehitleri Cad.
Mask Müzesi - Alsancak
Basın Müzesi - Basmane
Göç ve Mübadele Müzesi - Buca
Radyo ve Demokrasi Müzesi -Basmane
Tarım ve Makineleri Müzesi - Bornova

Yakınlardaki bazı müzeler:
Tales Matematik Müzesi - Aydın
Key Otomobil Müzesi - Torbalı
Asklepion- Bergama

Gezilecek görülecek bazı yerler:
Asansör ve Dario Moreno sokağı - Karataş (Körfez manzarası için akşam saatlerini tercih edin)
Kemeraltı Çarşısı, ara ve paralel sokaklarına girin. Kesteli yokuşu, Havra Sokağı, Şadırvanlar, Kızlarağası Hanı, Hisar Camii...
Karşıyaka'da Latife Hanım Anı evi, Zübeyde Hanım Anıt Mezarı

Eski İzmir esintileri için:
Konak Varyant bölgesi, Damlacık yokuşu ve antik roma yolunun da bulunduğu alan komple gezilebilir.
www.mgkmedya.com
Basmane Garı ve civarı
Buca kasaplar meydanı, Buca laventen köşkleri
Alsancak Garı ve Kıbrıs Şehitleri arasındaki bölge,

Doğa - dinlence - piknik
Buca gölet, Doğal yaşam parkı, Çiçekli Köy, Şirince, Balçova teleferik, Balçova Termal'de ılıca, İnciraltı kent ormanı...

Yazilabilecek her seyi hayat aklini konusacak... kisisi yazmis. Altina imzami atarim. Bergama'ya gelecekseniz, ben gezdiririm sizi.

Hayvan kargo var. Ben kullanmadım ama 200 lira civarı sanırım İzmir-İstanbul arası.

Sürekli giymiyorum. Giymeden 1 hafta önce şöyle bir bakarım. Temiz görünmüyorsa temizletirim.

Pcde qbittorrent
Android’de ttorrent
Sıralı indir diyeceksin.

Eğer 70 bölüm tek torrent dosyasıyla iniyorsa. Aşağıda içerik bölümünde bölümler gözüküyordur. Önce hepsinden tiki kaldırırsın(veya indirme dersin) sonra sadece gelecek bölümü veya sonraki 2-3 bölümü indir dersin. Sen bölüm izledikçe sonrakileri seçerek indirtirsin.
Yok, bölümler ayrı torrent dosyalarındaysa onunda başka yöntemi var.

edit: partizan +1 sıralı indir de olur qbittorrent varsa.

torrent içinde öncelik verebilirsin. ya da hepsini atıp sırayla durdurup başlatabilirsin.

zaten 1 bölüm izlerken birden fazla bölüm inmesi lazım eğer internetin çok yavaş değilse.

kulaklık sağlam mı?

kulaklikta bir problem olmadigina eminseniz bir kulaklik girisini ufleyin toz falan gitsin

gidiş için tünel parası, dönüş için köprü parası veririm ben olsam.

geçen gün geçtim avrupa tarafına, tek yön ödedim.

dönüş parası da isterse ne diyeyim diye prova da yapmıştım baya ama tek yön isteyince gerek kalmadı.

Bununla ilgili haber vardı. Taksiciler gidiş dönüş ücreti için tünelin tarifesine göre talepte bulunuyormuş genelde.

biraz diretttim ama yemedi ve 33 tl mi aldı gidiş-dönüş. Dönüşte köprüden de gidebilir, yolcu da alabilir yaptığı haksız kazanç bence de.

Gidiş dönüş alıyorlar atatürk havalimanı kadıköy için 120 TL ödedim

Arkadaşlar, bu tip saçma kazıklanmalardan sıkıldıysanız artık uber ve careem ile tanışma vaktiniz gelmiş bence.

Aman Sen de+1, hadi tek yön neyse (çünkü hatırladığım kadarıyla Avrasya tünelinin ücreti 16TL) ama dönüş ücreti bu durumda bence de haksız kazanç. Her şeyden önce diğer köprüleri kullanarak geçebilir.

dönüş ücreti neymiş ya ilk defa duyuyorum? normalde boğaziçi köprüsünden geçtiğimizde dönüş parasını vermiyoruz ki taksiye, tünel için niye verelim? dedikleri gibi köprüden de dönebilir ayrıca.

Zorunlu bir ihtiyaç olmadığı için hazım konusunda da bir derdim yok. Bu millete müstehak.

hazmedemiyoruz. Daha iyi arabalara binebiliyor olmamız gerekirken daha küçüğüne/kötüsüne binmek zorunda kalıyoruz.

5 sene önce de alamıyordum, halen alamıyorum :)

5 sene önce dolar 2.1 civarındaydı, şimdi 3.6 civarında. 5 sene önce de alabiliyordum, şimdi de alabiliyorum. hala çok pahalı geliyor.

Araba fiyatlarına baktıkça kafayı yiyorum.Yeni kasa ford fiesta bile olmuş 65-70 bin.En iyisi bakmamak.

2015 başında s60a niyetlendim. Araba 112.000tl idi. Ben bekledim o 2 3 ay sonra 143.000tl oldu. Bugün 232.000

Birkaç ay sonra superb e niyetlendim. 107.000 fiyat aldım. Yine mal gibi düşünürken 138.000 oldu. Şimdiyse 162.000

Hala bindiğim arabayı 50200 tl ye almıştım. Aynısı 82.000 şu anda. Az süre önce çıkan yeni kasası benzer donanımla 91.000 falan oluyor.

50binlik araba alırken maaşım 1500dü. 2 şirket değişimi sonrası iyi bi hale geldi ama benle aynı anda aynı yerde 1500 alıp terfi etmeyen adam hala orada 2350 alıyor.

Tüm bunların çerçevesinde hem kur farkına hem de ek vergilere sövüp durmaktan başka bişey gelmiyor elden.

Şirket arabasından başka üst segment araba görebileceğimi düşünmüyorum artık.

Geçen sene 2008 leonu 38.000e aldım, şimdi piyasası 48.000. Arabanın değeri çoğaldı diye seviniyoruz ama sermayemiz eriyor farkında değiliz.

"zorunlu bir ihtiyaç değil" derken?

köyde yaşayan, yürüyerek beş dakikada her yere ulaşabilececk insanlar değiliz. büyükşehirlerde yaşıyoruz ve nefes alabilmek, yemek yemek için bile evden çıkıp motorlu bir taşıt ile belli bir süre yol gitmemiz gerekiyor. yaz geliyor sıcakta, kış geliyor yağmurda karda rezillik çekiyoruz. ne için? arabayla 10 dakikalık yolu otobüsle 50 dakikada gidebilmek için. yalnız yaşadığım halde arabam olmadığı için birçok şeyi yapamıyor, birçok yere gidemiyorum. ben böyleyken çocuklu ailelerin çektiği sıkıntıyı düşüenmiyorum. evet arabasız da yaşıyorum ama yaz güneşinin altında 50 derece havada, elimde eşyalarla çektiğim rezilliğe katlanamıyorum.

ülkenin içinde bulunduğu hale karşı gösterilen beter olsunlar, iyice batsınlar tavırlarını da sindiremiyorum. batıyorsak hep beraber batıyoruz ve bu sefilliği hep beraber çekiyoruz. bu millete müstehak diyip geçmek yerine pes etmeden elimizden geleni yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

soruna gelirsek, sadece araba fiyatlarını değil marketten aldığım sütün, yumurtanın fiyatını bile sindiremiyorum. türkiye'de yaptığım market alışverişi 100 lira tutarken aynı alışveriş ingiltere'de 25-30 sterlin tutuyor. tl kazanıp döviz ayarında harcıyoruz günün sonunda.

himmet dayi +1, arabayı olmazsa olmaz görmediğim için hazım sıkıntısı yaşamıyorum. pahalı, hem de çok ama o zaman almazsın olur biter. bu kadar çok talep olursa piyasa da şişer, vergi de gelir. normalde tam tersi olması lazım ama burası böyle bir ülke. buna rağmen eline para geçen herkes araba alma telaşında. sonra trafik var diye söverler. trafik bizzat sensin zaten, sen orada olmazsan trafik de olmaz. gören de 90 milyar kmkare memlekette yaşıyoruz sanır, araba da araba. talep etme gücü olan kesim toplu taşıma kullanırsa toplu taşımanın şartları da iyileşir, trafik da rahatlar.

Birkaç sene öncesi için işe girdiğimde birkaç sene çalışır belki ufak bi araba alırım diyordum ki şu an gerçekten içine sığamayacağım araçlar 70-80 bin tl bandına çıkmış durumda.

Araba lazım oldukça kiralıyorum, biriktirdiğim paramı da spora, gezmeye harcıyorum (hoş, onlar da pahalandı ya neyse).

Hazmedemeden bir kaç yıl öncesinin iki katını vererek araba almak zorunda kaldım. Şimdi bir de her ay artan benzin fiyatlarını ve vergi artışlarını hazmedememeye devam ediyorum.
Bu konu da ne yapsak, yok mu bir yerlere yazar kasa falan fırlatan?

himmet dayi +1

80 bin lira verince bitse gene iyi. bunun üstüne sigortası, kaskosu, bakımı, benzini, park yeri sorunu, trafikte çileden çıkarması, alkollüyken kullanılamaması, dolu yağması, kaporta çizilmesi var. başlı başına dert. hiç mantıklı gelmiyor. dolayısıyla araba almıyorum ve böyle dertlerim de olmuyor.

bir ürünü satmanın yolu ona ihtiyacınız varmış gibi göstermektir. otomobil sektörünü bu konuda inanılmaz başarılı buluyorum. muhteşem reklamlar çekiyorlar. "ailenizin güvenliği", "babam toyota gibi adam", "güçlü motor", "şöyle hızlı" falan. ha bir de otomobil fuarlarında taş gibi mankenlerin kullanılması. bunların hepsi erkeklerin egolarını okşayan şeyler ve bu reklamlar sayesinde araba bir statü sembolü haline geldi. hiçbir adam da bunu fark etmiyor. gidip gidip araba alıyorlar; daha güvenlisini, daha hızlısını, daha büyüğünü.

toplu taşımanın yeterli olmadığı küçük yerleşim yerlerini ayrı tutuyorum ama araba şehirde yaşayanlar için gereksiz bir şey. hatta ödediğiniz şu çılgın paralar karşılığında aldığınız hizmete bakarsanız dünyanın en gereksiz şeyi. çok ihtiyacınız olursa gidin taksiye binin. ya da uzun yollar için gidin en kral modelden bir araba kiralayın, gönlünüzce gezin. çok daha ucuza gelecektir.

Gene tartışmaya dönmüş olay. Anketti alt tarafı

bence herkes hazmetti. bizim şirkettekilerden gördüğüm, araba bakmaya devam edenler hala bakıyor, sıfır polo/golf alanda çıktı bir sürü. çok pahalı bunlar diyen duymadım hiç

ben hep bisiklet kullandığım için haberim bile yok açıkcası. kaç olmuş ne olmuş ama yazık memlekete.

trafiğin sebebi arabaların çok olması değil insanları ahır gibi tek bir şehre sıkıştıranlardır.

araba fiyatları hazmedilecek gibi değil
tek teselli satarken zarar etme riski tok kapılı araçlarda nispeten az olduğu için
millet malum markaya abanıyor

alın araba fiyatı görün amk
www.youtube.com

hayır

"intiharimdan arcelik sorumludur" derse de buzdolabi uretimini bir sure durdurur fabrika.

İmlan düzgün olmasına rağmen neden intahar :(

Hayır kapattıramaz.

intihar*

MADDE 84. - (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.

bunun dışında şu ekşici p.ç beni üzdü, o yüzden kendimi öldürüyorum gibi bi durumun yaptırımı yok.

Cif. Olmadı çamaşır suyu.

geçmiş olsun, bu şekilde duşakabinimin kaplamasını mahvetmiştim, umarım siz düzeltebilirsiniz ama zor görünüyor

Cif, mr muscle, camasir suyu ve paslanmaz celik spreyi denedim pek ise yaramadilar

@nevrochaotica sana da geçmiş olsun

hani yahu yanık lekesi ben göremiyorum? ama şöyle düşündüm, neticede o yüzey metal, şu bulaşık telleriyle iyice ovalarsanız aşınıp lekesini atabilir.

geçmez o. bizde de oldu.

captainobvious fotoda pek çıkmadı, ışık filan sıkıntılıydı aceleyle cektim 20 dakikadan fazla ovaladim cikmadi.

Paslanmaz bakim pastasi var, bir ihtimal o işe yarayabilir ama biraz pahali haftaya geçer elime en erken. Baska deneyeniniz var mi. Çözüm bulan vs?

yanik ben de gormuyorum ama bu yuzeye surebileceginiz dis macunu ve ketcap olabilir, sirkeyle ovalamak olabilir. pastayi oto tamirciden bir fis rica edin versin. bu is icin koca kutu alinmaz. gumus parlatan tarifler deneyin bence. limon ve karbonat belki.

şunu dener misiniz, deliği kapatın, cola dökün ve alüminyum folyoyu buruşturup onunla ovalayın.

metalin üstünde bir kaplama var. sen asitle o kaplamayı aşındırdığın için temizlik malzemeleri ile geri getirme imkanın yok.

Before: i.hizliresim.com

After: i.hizliresim.com

Biraz maliyetli ama sonuçlar cok başarılı (bi sıkımlık ödünç aldim ben)

shop.wurth.com.tr

Şuradan görebilirsiniz: www.trafi.com

başlangıç noktasını doğru seçtiğimden emin değilim, siz bir kurcalayın yine de.

Üsküdar minibüsüne binip Koşuyolu Starbucks'un orda inersin, Altunizade'ye giden minübüse binip devlet hastanesine dönen yolun başında inersen 3-4 dakikalık bir yürüyüşle ulaşırsın. 2. minibüs yerine bu otobüse de binebilirsin. www.iett.istanbul

Bazı fonksiyonları doğru çalışmıyormuş zamanında ama çözülmüş sanırım sonradan:

help.ubuntu.com

Çalışıyordur da ufak tefek fonksiyonlarda hatalar olabilir tabii hala.

yaklaşık bir ay önce kurudğum win10 pro'nun windows klasörü şu an 17 gb, 32 gb ram var ve en son baktığımda hızlı başlangıç için alet kendine 12-15 gb lik bi bölüm ayırıyor. sistem geri dönüşüm noktası 5 gb desek, pagefile.sys için de 5 ayırmış gördüğüm kadarıylai i7 7700k kullanan birisi olarak gördüğün gibi kafadan 40 gb'ye kadarını windows 10 kendi zimmetine alabiliyor.

Diskin toplam boyutu ne kadar?

Ben 60GB bir yer ayırmıştım. Bir adet oyun (CS:GO) ve Office 2016 yükleyince HDD doluyor. En az 100 GB öneriyorum.

SSD 250 GB hardiskli geldi bence "C:"i 180 GB yapilandirdim ne olur ne olmaz diye.
sonra gerekir ise partioon edit ile duzenlerim yeniden eger olur ise ^_^'

hiç bölmeyip yedeklerin için bir taşınabilir disk alsaydın keşke. D için kalan kısım pek işe yaramayacak.

60 yeter win 10 az yer kullaniyor
ücretsiz geçmek istersen
win 7 de accesibility upgrade diye arat google da
cikan linkten indir kur
ücretsiz lisanslı veriyor

win 10 cok kotu degil kullanilir kapatma güncellemeleri en azından ufak ufak indirir kurar seni cok mesgul etmez

"win 10 çok kötü değil"? 7. nesil işlemci ve ssd ile win 10 dan başka işletim sistemi kullanmak o sisteme hakaret.

demet akalın a benzettim.

Malta palamuduna benziyor.

www.gezenbilir.com

kikla gibi geldi de bana.

yazılı (çizgili) hani balığı.
www.google.com.tr

Mırmır olabilir.

palamuta benziyor...

Ben donanımda Microsoft ürünlerini hep çok sevmişimdir.

Bütçe ne kadar belli mi?

Şunu önerebilirm ama fazla gelebilir fiyatı: www.hepsiburada.com

edit: benim önerdiğim de pilli. ben de hiç şarjlı duymadım.

Bütçe 150-250.

Varmış ben de kafaya koydum alicam bakalim.

@want2die sen de haklisin. Öyle yapicam büyük ihtimalle.

Güzelmiş.

want2die +1

ayrıca logitech k360 kullanıyorum çok memnunum. alalı 1 sene falan oldu daha hiç pil değiştirmedim, battery: full diyo programında camış hala.

monty python life of brian

absürt komedi, ingiliz mizahı. izlediğim en iyi komedi filmi olabilir.

Son zamanlarda derken yakın tarihli mi?

Eğer öyleyse son zamanlarda izlediğim ve iyi diyebileceğim film: Arrival

The Invisible Guest ve The Hidden Face. ikisini de çok beğendim.

ms sloane'u beğendim,
the shape of water değişikti.

Son zamanları soruyorsan çok film izleyemedim yine buraya danışıp izlemiştim o da Jagten idi. Jagten+1

Ama son yıllarda izleyip hala "yahu güzel deneyimdi" dediğim klişe olsa da Interstellar var.

Festival filmlerinden ise son zamanlarda Captain Fantastic.

son bir iki aydır izlediklerim arasında sanırım demolition ve aynı yönetmenin çektiği cafe de flore.

force majeure
dokuz
the beguiled

s. king romanından uyarlama gerald's game cok hosuma gitti. psikolojik gerilim, tek mekan iki oyuncu netflix filmi.
contact harikaydı, niye daha önce izlemedim diyip kendime kızdım.
Perfetti Sconosciuti, italyan filmi yine tek mekan. ilk aklıma gelenler bunlar.

SHAPE OF WATER 2017'NİN EN İYİ FİLMİ!
nelyubov iyiydi, raw güzeldi, baby driver güzeldi, rock'n roll çok güzeldi, get out fena değildi, a cure for wellness beklediğimden iyiydi, split güzeldi, captain fantastic çok güzeldi. (yeniden eskiye kronolojik yazmaya çalıştım)

blade runner 2049. dün de jungle'ı izledim güzeldi.

mesaj fake gibi geldi. şifrenizi nereden değiştirdiniz?

@imelih uygulamanın içinden

Bende de çıkıyor bu uyarı. İnstagram'ı hacklemişler sanırım bir süre önce. Onun yüzünden olabilir diye düşünüyorum.

Uyarı nasıl geldi? mesaj yoluyla mı yoksa ekranda mı belirdi bir anda? Telefonunuz android mi ios mu windows mu?

ben keylogger'dan şüphelendim açıkçası.

uygulamanın içinde belirdi. zaten sitesinde de destek kısmında bu konu ile ilgili bişeyler yazıyor. 2. metin

help.instagram.com

benim anladığım ele geçirilen şifreleri öğreniyorlar ve ellerindeki şifreler ile eşleştiriyorlar

belki şöyle olabilir; atıyorum instagram'a facebook hesabıyla giriş yapıyorsundur ve facebook hesabında anormal hareketler vardır. Bunu tespit etmelerinde bir sıkıntı yok. Aksi durumun gerçekleşeceğini pek sanmıyorum. Çünkü bu şifreler bilmem kaç bit şifreleme yöntemiyle karşı tarafın server'ında saklanıyor.

www.google.com.tr

bu durumun bu kadar dert olması can sıkıcı ama el cevap : keyfimizden.

Pantolon üreticileri kadın pantolonlarına mantıksız küçüklükte ön cepler yapmaktan vazgeçmedikleri için. Çoğu pantolonda ön cebe telefon sığmıyor :/

He ayrıca keyfimizden +1

Kesenleri kameraya kaydetmek için.

abi o iş çok sakat ya :)

ben telefonu arka cepte kamerası bana dönük olarak görsem telefona döner ikinci kez bakarım. sonra ifşa olmayalım "işte kadını gözleriyle taciz edenler bunlar" diye.

güzelse popoya da bakarım ama o ayrı.

giydikleri pantolonlar o kadar dar ki ön cebe bir şey sığmıyor. anca arka cep işte.

Ergenler yapmiyor mu onu? Siyah yuksel bel pantolon 1.30 kiz itemi.

sen niye taşıyorsan.

sen niye taşıyorsan +1

ön cebe sığmaz, sığsa da rahatsızlık verir. Her defasında çantaya koyup çıkarılmaz çünkü uzun sürer. EK: Bunun dert olması çok ilginç :)

Küçük hanımlar diyebiliriz bence 20- yaş.

Ben her zaman cep telefonunu ön cebime koyarım ayrıca dert değil merak

kadın giysilerinde sizinkiler kadar çok cep yok hatta hiç yok, pantolonun ön cepler falan küçük ve dar zaten, eğer çantası yoksa napacak ya da sürekli çantaya at çıkar zor olduğunda mecburen arka cebi değerlendirmek zorunda kalacak. bu konuya neden bu kadar takık insanlar pek anlayamıyorum.

tam emin olmamakla beraber hasar kayıtlı araba eğer trfikten çekme belsi varsa tekarar trafiğe çıkamıyor kaçak olarak hayatına devam ediyor olabilir.

senin gibi araba binerim giderim ne olacak diye düşünen bir de ben varım. bu yüzden o arabayı bir daha satamıyorsun. kimse dönüp bakmıyor

Üstat hasar kayıtlı diye sigorta dosyası oluşturulmuş bir kazayı kast ediyorsanız olabilir. Tabii 50 binlik araç için 40 bin hasar oluştuysa sıkıntı. Yoksa sorun yok.

eğer pert kaydını kast ediyorsanız o zaman sorun var, mesele sadece değer kaybı değil şasesi hasar görmüş bir araç almak her zaman risk taşır. Hiç bir zaman düzen tutmayabilir. Garip garip yerlerinden hatalar verebilir. Aldığınız kadar masraf edebilirsiniz yine de düzelmeyebilir. Güvenlik bakımından bir çok sorun yaşatabilir. bir kaza anında olması gerekenden çok daha kötü tepkiler verebilir.

subaru piyasası olmayan bir araba. ilan sahibinin de yazdığı gibi insanlar bu tarz araçları almak yerine az yaka çok kaçan golf, focus, astra gibi araçları tercih ediyor. arabayı almasına alırsın. ama mesela alayım, 1 yıl sonra satar başka alırım dersen o kısımda sıkıntı yaşayabilirsin. golf aracın olsa ve ilana koysan günde 20 kişi arıyorsa bu aracı koyduğunda 1-2 kişi arar. sıkıntısı bu.

hiçbir sıkıntı olmaz, rahat rahat binersin. benim komple boyalı takla atmış araba alan arkadaşım var, 3 yıldır gayet sorunsuz bir şekilde biniyor.

ama kaportası akordiyon gibi katlanmış, sonra da düzeltilmiş bir arabadan kaza anında mukavemet göstermesini beklemek mantıklı değil. şasede eğrilik kuvvetle muhtemel, sürekli sağa sola çekme yapabilir. arabanın etrafında seni koruyan bir çelik profil var, eğilip bükülmüş olabilir, kaynaklı işlem olabilir. mukavemeti azalmış olabilir.

ufak tefek kazadan bir sıkıntı olmaz. ama büyük kazanın derdi de büyük olur.

@babilbaligi'ye katılmıyorum.

hiçbir sorun olmaz diyemezsin abi. ben sadece sağ ön çamurluğu değişmiş diye aldım arabayı ilk sene masrafından belimi doğrultamadım. yok alternatörü bozulur, yok direksiyon pompası yağ kaçırır, yok klima borusu delinir...

motor kısmından hasar almamış arabalar için sorun olmaz yaklaşımında bulunabilirsin ama çamurluk, kaput falan kazaya karışmışsa çok sıcak bakmam ben.

nefis cevaplar be. aferin la duyuru :)

Benim yaptığım bir kazadan sonra şase eğildi. O günden sonra hiçbir şekilde ayar tutmadı araç. Rot balansa giriyor 1 ay sonra 10 derece sağa gidiyordu direksiyon düz iken. Satmam zor olmadı ama. Satamazsın diye bir şey yok yani

299 lira olan

2

ikisini de beğenmedim açıkçası. hiç kadın saati gibi değiller bi de.

2 çünkü, kasa çapı 2 mm büyüyüp kordon 2 mm küçülmüş, zarafet gelmiş. olmuş mu sana kadın saati.

not: yoksa 1 bakkal amca saati gibi, uniseximsi, casio var böyle 50 liraya, erkek hatta.

289 lira olan kadın saati gibi değil.

Diğeri de kayışı o kadar ince olmasa o da değil aslında.

İlla ikisinden biri olacaksa 299 lira olan daha güzel.

Açılın modacı geldi. İlki bence <3

yaşlı saatleri gibi tiskindim

Ilki cok kotu, ikincisi az kotu hatta idare eder.

Ya ben motordan anlamam çok ama hiç cevap gelmemiş en azından fikir olur diye şunu paylaşayım:

www.youtube.com (Altın elbisleli adam 250cc japon motorları kıyaslama)

Ben de bir ara baya hevselenmiştim 250cc alacaktım. Bu modeller arasından almayı düşündüğüm iki tane vardı.1. CBR 250 (yedek parçası vs. ucuz diye) 2. R25 (çift silindirli motoru var ve en iyi görünüme sahip). Ancak şunu da ekleyeyim. R25 başlangıç motoru olarak çok hızlı ve atak bir motor olduğu için genel olarak önerilmez. 177 km/sa hıza ulaşabilen bir motor. Tehlikeli olabilirmiş.

Bi inazuma (naked kasa) kullanicisi olarak artisini eksisini yazayim
- Oyle cok az yakmaz, bi kere yuksek devirlerin tadini alinca 4 litrenin altina inmesi zor oluyo
- konforlu alet ne yalan soyliyim, yalniz her turlu 120'den sonra titresim basliyo. Uzun yolda (150km uzeri) 115-125 araliginda konforlu seyredebiliyosun
- agirlik olarak da alistiktan sonra hic sikinti cikarmiyo, yan ruzgara karsi falan da daha oturakli
- kotu lastik kafa sallamasina sebep oluyo, tavsiyem bridgestone battlax veya pirelli rosso haricinde lastik kullanilmamasi. Radyal michelin pilot street de olabilir ama turkiyede satilanlar radyal degil.
- frenler agirligina gore bayagi iyi
- alete aksesuar yakisiyo :)
- performans acisindan motoru diger 250'liklere gore zayif kaliyo
- 2. El piyasasi olu, 9 10 bin liraya 30 bin km alti motor dolu sahibinden

Cevap olarak yazmam, soruda edit olarak paylaşırım. Aramaya inanan çok az kullanıcı var. Hiç uğraşma.

Soruya cevap: Ben çok eski duyurularıma bile arada göz atar, gerekirse güncellerim. Aramaya inandığım için arayan da bulsun isterim.

Ek olarak konuyla ilgili moderatörlerden bazılarının duyuru kurallarına tam olarak hakim olmadığını düşünüyorum. Ayrıca kuralların da biraz daha esnek olabileceğini düşünüyorum. Mesela, iki kişi arası diyalog, teşekkür vs. kuralı ile cevap silinmesi bence saçma. O cevap orda dursa ne olacak? Server'da kapladığı 1-2 byte mı sıkıntı?

Özetle bence hukuki olark problem yaratmaacak ve tartışma başlatıcı içerik, hakaret dışındakilerin silnmemesi taraftarıyım.

edit: şunu da eklemem lazım. Geçenlerde birisi "İstanbul'da metro civarında bir ev kiralamak istiyorum" diye bir duyuru açmıştı. Altına "Hangi metro? İstanbul'da bir tane metro yok biliyorsun değil mi?" diye yazdım, cevabım soruya cevap değil kuralı gerekçesiyle silindi.

E ulan soruya cevap değil de soru da açık değil.

Bazen cevap bazen edit olarak yazıyorum, düşünüp yaptığın şık bir hareket paylaşmaya devam et lütfen

Burada ciddi bir moderasyon sıkıntısı var. Sana takık birisi tabiki de profilindeki sorulara falan bakabilir, cevapları silebilir.

Yani küfür falan yoksa, sohbet falan da yoksa görüş kalkması saçma bana göre. Moderasyona pek gerek yok zaten burdaki insanlar belli bir yaş düzeyine gelmiş, doğru düzgün insanlar. Ne konuşacağını bilen insanlar.

Daha az moderasyon olacağına daha çok moderasyon oluyor. Bunun için çaba gösteriliyor.

Duyuruma tekrar dönüp baktığımda tabiki cevaplarla güncelliyorum duyurumu.

Kutsal bilgi kaynağı demiştik buraya dimi.

Eski mod olarak modların benim zamanıma göre daha fazla olması gerektiğine inanıyorum. "Sözlük bitti,
Duyuru'yu daha çok seviyorum" tayfasının aslında teşekkür borçlu olduğu gruptur moderasyon. Hakkaten modluk olmasa burası da kısa zamanda memurlar.net'e döner ve çöp cevaptan, trrışmadan geçilmez. Yanlış silineni var ve birçok kural kişisel yargıya dayalı ve bu nedenle tartışmaya çok açık; bu da işin başka bir yanı. hollowlife'lı bir dönemi modsuzluğa tercih ederim.

Ben de güncelliyorum ve "Sorunun cevabı şu" şeklinde bir ifade kullanıyorum. Burada, bilgi ve yorum sorusu ayrımı olabiliyor. "Film adı nedir" sorusuna "Evet, doğrusu şu film" diye yazmakla "Sevgilim bana neden böyle yaptı" sorusuna "@x, sen haklısın. Allah da onun belasını versin" demek ve hatta "Olayı öğrendim, ayrıldık" demek farklı şeyler. "Film şu" veya "Olayı öğrendim, ayrıldık" tarzı bir şey senin de paylaştığın maddeye girerken, ikincisi karşılıklı konuşmaya giriyor, çünkü kendi soruna cevap vermemiş oluyorsun. Şimdi tam iyi örnekler bulamadım ama böyle de bir durum var. Haksız yere gitmiş de olabilir, yanlışlıkla silinmiş olabilir, belki de bu kapsamda değerlendirilip gitmiştir.

Bunun dışında, "en çok ispiyon yapanlar" kısmı var ya istatistiklerde, oraya girmek için kasanlar var. Her gün bir kullanıcıyı gözüne kestirip, onun sorularını ve cevaplarını aratarak 4 yıl önceki bir şeyi ispiypnlayanlar da var. Modun da kafasını karıştıran bir durum..

@ayço, moderasyonun önemine inanıyorum fakat burada tonla troll ve bunların yol açtığı çöp duyuru ve cevaplara ellenmezken, verdiğim örneklerdeki gibi uygunsuz gerekçe ile faydalı cevapların silinmesini kabul etmek istemiyorum. Konu troller olunca “modlar çok meşgul, zaten gönüllüler, herşeye nası yetişsinler” deniliyor, fakat -ben ispiyon kısmını düşünmemiştim, eğer durum böyle ise de- sırf bi işsiz ispiyonladı diye işi gücü bırakıp geriye dönük tarama yaparak, detayına bakmaksızın ve de kural ihlali yaparak cevap silen bi moderasyon da benim gözümde olmasa da olur hükmündedir.

Burada öyle ya da böyle bir komüniteyiz ve bence modların kurallardan öte burada düzenli olarak takılan nicklerin niyetlerine az çok aşina olmaları gerekiyor. Ben bir kullanıcı olarak dahi şurada sürekli troll duyuru ve cevap kasanların listesini rahatlıkla yapabilirim. Ben onlardan biri olmadığım gibi bir de üstüne bilgi içeren cevaplarım siliniyorsa, ayrıca yukarıdakim örneklediğim durumun kurallara uygunluğunu -görevi tam da bu olan- bir moddan sağlıklı değerlendirebiliyorsam burada bir yanlış vardır ve bu doğrultuda sözlük gibi duyurunun bitmesinin yolu kendilerince açılmış olmaktadır. Zira modu olduğu sitenin kurallarından bihaber, kafasına göre düzenleme yapan bu moderasyon yüzünden canım sıkılamaması için etliye sütlüye karışmamayı tercih etmeye yönlendirilmiş oluyorum.
Kafası karışık modlar gidip başka yerde oynasın, çok rica edicem..

Ayni sey bizim de basimiza geldi, gaz pedalina bastikca viuuuvvvv gibi aptalca, olmamasi gereken bi ses cikiyodu ve araba calismiyodu kesinlikle.
bizim usta da sizin ustanin dediginin aynisini demisti valla, tanidik ustadir kendisi. Oralari bi suru seyler tikiyormus bi sure sonra filan.
Yani kisaca ayni seyi demisti bize de evet.

1) Akü ile alakalı olamaz. Akü zayıflarsa zaten farlardan falan anlarsınız. Marş motoru da çalışmakta zorluk çeker. O marş sesi ağır oynatım gibi ses verir.

2) Motor yağı azalmoş ya da bitmiş olursa ilk olarak yağ ışığı sönmez zaten. Onu geçtim söndü diyelim. Motorun çalışmasını etkilemez. Motor çalışır ama bir süre sonra fazla aşınmadan ve fazla ısınmadan motor sarar.

Aracın marka ve modeli nedir? Eğer yeni tip bir araç ise gazlamanızla alakası yoktur. Çünkü gaz pedalı elektroniktir ve gaz verince yakıt pompalamış olamazsınız. Onla alkası yoktur.

Bunun dışında maalesef motorun çalışmaması birçok parametreye bağlı olabilir. Bu aşamada biraz ustanın söylediklerine güvenmek gerekiyor. Usta ile anlaşın. Eğer problemi çözemezsen benden yaptıklarının parasını isteme vs. gibisinden. Yani adam egzostaki problemi hallettikten sonra problem devam ederse para falan istemesin hiç.

@himmwt dayı zaten bende kontrol amaçlı baktım. normalde akü bittiğinde tık diye bir ses geliyor. hiç marş sesi gelmiyor. araç chevrolet cruze
yani çok tuhaftı çalışması sanki dizel motor gibi tırtır ses geliyordu rolantideyken. bir de gaza basınca çok değişik çok derinden bir ıslık gibi zar sor seçilen bir ses geliyordu.
çalışmayınca ben ateşleme ve yakıt sistemi geldi aklıma. bilmiyorum valla böyle sanayi esnafına da güvenim sıfır ama artık araç gitmiş oraya yapacak bir şey yok.

Motorla egzoz arasında kurum dolabilecek yer katalizör denen katalitik konvertör benim bildiğim. Kurum temizlenerek halledilecekse sorun yok. Sorun katalizörde ise ve arızalı ise masraflı bir parça ne yazık ki

araçda turbo var mı ?

Adam haklı olabilir. O parça büyük ihtimalle dizel partikül filtresi. Marka model km yaş bilgisi verebilir misin?

@shenergy araç dizel değil hocam, benzinli. chevrolet cruze 36 bin km.

Katalizörü değiltirmeye kalkmasın sakın. O km de katalizör tıkanmaz. Ya benzinin yok, ya da benzin pompanda problem var. Araç lpgli mi ?

@insomnia araç benzinli. hiçbir parçayı değiştirmemiş. temizlemiş. 100tl almış. bu parça ile ilgili problem olursa 3 yıl içinde beni bulabilirsin demiş. bakalım inşallah saçma sapan bir yerde kalmam.

formula 1'de de oluyorsun?

gladyatör dövüşünden farkı karşı tarafın kolunu başını kesmiyor oluşun. aynı zamanda maça hür iradenle çıkıyor oluşun ve dilediğin zaman maçı bitirebilme özgürlüğün. ayrıca karın tokluğuna değil dünyanın parasına bu işi yapıyor oluşun.

neden iki kişinin birbirini dövmesini izliyoruz? çünkü iki tarafın da ciddi bir zarar görmeyeceğini biliyoruz ve kavganın estetikliğinden zevk alıyoruz. iki insana kılıç verip birbirini öldürtsen iki saniye bakamam; ama üç saat aralıksız boks izleyebilirim.

şimdi üşendim ama eminim sözlük'te entry'lerine baksam benim de senin için "bir insan bunu niye yapar?" diyeceğim hobilerini, zevklerini, tercihlerini içeren entry'lerin vardır.

@baldur2 ne diyorsun anlamadım?
@sen olay bir insan bunu neden yapar değil, neden fiziksel olarak bilerek zarar verir ve bunu izler?
her türlü kavga türünden zevk alan insan bence hastadır ve tedavi edilmelidir.

Cevabımda açıkladığım gibi, verilen zararın gerçek zarar olduğunu düşünmüyoruz. bence iki hür insan kendi iradeleriyle ringe çıkıp belli kurallar dahilinde birbirlerini dövmek istiyorlarsa bunda hiçbir sakınca yok. tedavi görmemiz gerektiğine de kesinlikle katılmıyorum. bence, dünyada farklı insanlar olduğunu ve herkesin zevklerinin farklı olduğunu ve bu zevkler başkalarına zarar vermediği sürece sorun yapmaman gerektiğini ne kadar erken kavrarsan hayat senin için o kadar çekilir olur.

misal, kişisel olarak nefret ettiğim şeyleri yazayım sana: futbol, her türlü araba yarışı, tekno müzik, pop müzik, sosyal medyada yediğinin fotoğrafını paylaşanlar, android telefonlar, iki kapılı arabalar, keçi sakalı, piercing... bunların hepsinden enfret ediyorum ama çıkıp da bunları sevenler tedavi olsun demiyorum.

Fiziksel zarar diyorum gelmiş keçi sakalı demişsin. Ringde ölen insanlar var nasıl gerçek zarar olduğunu düşünmüyorsun?

dünyada farklı insanlar olduğunu ve herkesin farklı zevkleri olduğunu söylemişim gelip verdiğim örneği eleştiriyorsun. yahu dünyada kelimenin tam anlamıyla her şeyden ölebilirsin. sanki her ringe çıkan ölüyormuş gibi hava yaratmaya çalışıyorsun. baldur2 demiş işte: formula 1'de de ölüyorsun. araba kazasında da ölüyorsun, sigara içince de ölüyorsun, ameliyatta da ölüyorsun. sanki zevk aldğın hiçbir şeyde insanlar ölmüyormuş gibi davranmayı bırak. teniste ölen insanlar da var.

sonuç: sen sevmiyorsun diye kimsenin tedavi olması gerekmiyor. duyarlılığa gerek yok. adam senin hayatın boyunca göremeyeceğin parayı alıyor 30 dakika dövüşünce. aldığı risk şehirler arası otobüs şoföründen çok çok daha az.

boksun su anda olmasinin nedenlerinden biri milattan onceki zamanlardan beri olimpiyatlarin bir parcasi olmasi biraz. boksun hala olmasini savunan insanlar boksun karsindakine zarar vermek icin olan bir spor degil, vucudun belli yerlerine vurmayi basardigin zaman puan (ki boksun puanlamasi budur hakikaten) aldigin bir spor oldugudur. Bunun taekwondo veya biraz ucundan guresten bir farki olmamis oluyor. Bir de boks oyle ringe cikip karsindakini dovmek gibi basit bir sey degil, cesitli taktiklerin uygulandigi daha kompleks bir spor olarak gorulebilir.

ben boksu gectim, UFC denen sey var, deli populer amerikada, ama tabii bu tam show amacli bir olay.

Fiziksel olarak kalıcı hasar verilmediği sürece sporda alınan zararlar çok ciddi şeyler değil bence. @sen git ben geliyorum'a katılıyorum bu anlamda.

Daha geçtiğimiz günlerde bir kalecei maçta aldığı darbe yüzünden yaşamını yitirdi. Sanki sadece ringte ölüyor insanlar gibi düşümemek lazım. En çok kalıcı hasar ya da ölüm olan sporlrı listeleseler bence boks birinci sırada olmayacaktır.

insanlar şiddetten hoşlanıyor bence o yüzden. vahşet duygularını besliyor. aynısı futbol için de geçerli. basit bir top oyunu değil. savaşın bir simülasyonu. taraftarların tepkilerine bakınca maça değil de savaşa gidiyor gibi gelmelerinin nedeni de bu.

ufc de bana göre insanlık dışı ve saçma. öyle spor mu olur millet birbirini yere düşünce öldüresiye dövüyor

şöyleki. eğer yakalanır isen gümrükten bu geçerli. gümrük rastgele çeviriyor insanları ve o şanslı insanlardan iseniz yakalanırsınız.

gümrükte de mesela valizin içindeyse ve sana denk gelirse sıkıntı olur. beni şimdiye kadar bir kere çevirdiler valizi x-ray'den geçireyim diye. Ama kolumda lap-top çantasında 3 tane iphone vardı. o yüzden sorun olmadı. bir keresinde de polonya'da valizde çalıtığım firmanın ürettiği parçalardan vardı baya 200 tane falan. onun için valizi açtırdı polis. proforma faturayı gösterim bunlar numune parçalar, müşteriye götürüyorum deyince "haa ok o zaman" deyip bıraktılar. o esnada da sırt çantam vardı ona hiç bakmadılar mesela. o yüzden alınacaksa bile sırt çantası, el çantası gibi bir şeyin içine getirilebilri.

Benim akrabalar çok getiriyor. Gümrük için uçaktan en son inerler genelde. Şu ana kadar bir şey gelmedi başlarına.

ben amerikaan 4 tane iphone getirmiştim valizde. hiç sorun olmadı

www.kitapyurdu.com

Güncel değil ama tam da SSCB'nin coşmaya başladığı dönemlerde bakın bu böyle gitmez çünkü bla bla diye yazılmış, haklı çıkmış. Demek ki okumak lazım.

George Orwel - Hayvan Çiftliği ?

edit: pardon güncel tarihli bölümünü atlamışım.

İnceledim şimdi Ludwig von Mises'i aradığım gibi bir seye benziyor. Teşekkürler

güncel tarihli demeniz ilginç olmuş çünkü eskiden öngörülen hatalar bugün tekrar ediyor zaten. ben açıkçası ondan biraz soğuk bakıyorum bu olaya. bu eleştirilerin çoğu ya miyopiden ya da anakronizmden muzdarip.

Elimde bu mahiyetteki çoğu kitap bir taraf tarafından diğerini eleştirme şeklinde. Özeleştiri içeren de var ancak bunlar sizin soruduğunuz kitap kümesinde birer altküme sayılır.

Benim kıt kanaat kaynaklarım içerisinde aradığınız özelliği en çok barındıran sanırım Hans Dieterich'in 21. yüzyıl sosyalizmi adlı kısmi eleştiri-değerlendirme kitabı.

Onun dışında Louis Althusser'in bir Marksist olarak Marksistleri içtenlikle eleştirdiği yazıları var. Kitaplarına sahip değilim, marxist internet archive'ı kullanıyorum.

Marksizm tartışmasında Gramsci ve Negri de diğer öne çıkan isimler.

Genel olarak sosyalizm tartışmasında bilimsel sosyalizm ile ilgili bizde en yetkin adam sanıyorum Hikmet Kıvılcımlı'dır.

Öyle Demir Küçükaydın'dı bilmemneydi falan, bana göre ipe sapa gelmeyen adamlar. Oturup araştırma yapmadan okuduğunu cak cak papağan gibi üstelik yanlış bir yorumla satarak büyük laflar içeren küçük kitapları okumak gerçekten beynini yıkatmak isteyen insanın yapacağı iş gibi geliyor bana. Bir fizik kitabını baştan sona bitirin, sosyalizmi daha güzel anlarsınız.

Einstein'ın Neden Sosyalizm (aynen why socialism?) adlı minnoş yazısı ve Oscar Wilde'ın konu üzerine yine minnoş denebilecek değerlendirmeleri var ama içerikleri çok minnoş sayılmaz.

Ben daha okumadım -biraz göz gezdirmiştim- ama Marx ve Engels'in Gotha Erfurt Programı Eleştirisi bir eleştirinin nasıl daha somut yapılabileceğini göstermesi açısından bir eleştiriyi ne zaman okumalı sorusuna verilebilecek cevaplardan biri olup sizin kitap ayıklamanızı sağlayabilir. Yani bu çok spesifik bir eleştiri ancak bir (öz)eleştirinin, o eleştiri yönetim sistemleri ve ekonomi ile ilgili olacaksa, hangi spesifiklik ölçüsünde yapılması gerektiği konusunda aydınlatıcı olabilir. Yani "barış", "demokrasi" benzeri beylik laflardan öteye gitmek ve işi elle tutulur hale getirmek gerektiğini.

Bertrand Russel'ın Marx'ı eleştirileri vardır. Kendisi matematikçi bir filozof; her şeyine katılmasanız da eleştiri dayanaklarının ne olduğunu anlarsınız.

Bu konuda derin bilgiden ziyade genel kültürüm var biraz. O nedenle verimli bir cevap olmadı. Ancak şunu biliyorum ve inatla vurguluyorum ki ekonomipolitiği ele almayan eleştirmenlerin konuya katacağı şey çok az ve yapacağı saptırma çok fazla.

O nedenle ben size asıl olarak Adams'ın, Keynes'in, Richards'ın, Marx'ın ekonomişk analizleri hakkında bir genel fikir edenimenizi, onun üzerine devletin bütün bunlarla ilişkisini farklı açıdan ele alan kaynaklara bakmanızı ve daha sonra bu eleştirileri değerlendirmenizi öneririm. Yoksa bilmediğiniz bir konuda (sorduğunuz sorudan çıkardığım bu) başkasının beynini ödünç almış, bunu yaparken de o kişinin dürüstlüğüne ve analiz kabiliyetine tam güvenmiş olacaksınız.

Bunları da inceliyorum simdi ☺️

Hayek'in Kölelik Yolu...
www.kitapyurdu.com&publisher_id=76

Komedi: modern family
Masalsı: once upon a time (bunu sever kesin)

csi

prison break'i çok sevdiydse oz'a bayılır.

pek kimselerin izlemediği ama bence son derece keyifli bir dizi önereyim size: imposters

blacklist

breaking bad

Oz izletmeyin sakın

How to get away with murder
Big little lies
Desperate Housewives

Sherlock tabisi de. minik kardeşle bile izleyebiliyorum.

The mentalist bir de ama gerebilir.

Stranger things!

Scrubs friends tarzı komedi dizileri olabilir.

Biz evde eski dizileri izlemeye başladık. Tatlı hayat falan çok güzel diziydi. Öyle de olabilir.

The 100 olabilir, anamgille izlemek için dizi ararken tr dublajını bulmuştum.

24'e bayılır bence.

under the dome.

Orphan black
Homeland
The night of

Suits

downtown abbey ve sherlock'u ailecek izlemiştik.

homeland'i seviyor benim annem. dene istersen.

Sherlock
Friends
Supernatural

Usturayla değil de makineyle çiziyor benimkini. Normalden üstte durmasına bir şey diyemem ama düzgün çizdiyse kötü görünmesi için bir sebep yok.

Makine ile natural biraktiriyorum.

alışık olduğundan farklı göründüğü için sana kötü geliyodur. tak.a

Makine ile çizdiriyorum. Nadiren ustura.

Foto görmeden yorum yapmamız pek doğru olmaz bence

Makineyle naturel.. Bazen anneme kestiriyorum. Bikaç kez yamuk kesti. Öğrenecek ama, elinde altın bileziği olacak!

en nefret ettiğim konularadan biri.
benim ensemin lazer epilasyonla müdahaleye ihtiyacı var.
ustura ya da makine fark etmiyor,2 hafta sonra hayvan gibi oluyor.

Naturel

Dopal, makine ile.

2.link/1.foto.
fosforlu sarılı olan.

Bağcıkları ve tabanı turuncu olan

2.yi secerdim ben. Oyle cok renkli spor ayakkabilari çocuksu geliyor bana.

2.

bence ikisi de değil hocam.

lütfen 2

New balance cok rahatsiz, hicbiri

bence ikisi de güzel

bence turunculu. sebebi: yeşşillininki gibi, tabanda beyaz veya gri tonu sürekli kirli gibi görünüyor ona uyuz oluyorum

1 çirkin ya :/ illa şeyse 2.

2

ne gibi bi sorun olabilir ki? e fatura dediğin zaten maille gönderilir. o şekilde saklayabilirsin.

Telefonda bir problem çıkarsa eğer garantiye götürdüğümde?
Aklimdaki diger konu ise olur da ikinci el olarak satmak istersem insanlar şüpheyle yaklaşır mı efatura var diye?

faturaya gerek bile yok garanti için. satarken de pek sıkıntı olacağını sanmıyorum.

Faturaya ihtiyaç yok garanti için ama garantisini teyit etmek için faturaya ihtiyaç duyabiliyor bazen apple. o zaman maildeki faturayı iletirsiniz ve sorun ortadan kalkar.

çoğu tekonoloji mağazası e faturaya geçti zaten. alışık yani insanlar. herhangi bi sıkıntı yaşamazsın.

o söylediğinizi tabii ki yapabilir. aralardan olumsuz yorumları seçmeye çalışın. olumsuz yorumu az olanla devam edin.

aman diyim armut.com'dan uzak durun.
sağınızda solunuzda taşınıp da memnun olan birisi varsa onlardan bilgi alın.

Nakliye firmaları için teklifinizi buradan alın: www.enakliyat.com.tr

Ben 2 ay önce denedim ve memnun kaldım.

% 99 fake o yorumlar. hele bazıları o kadar rahat ki aynı kelimeyi her yorumda yanlış yazmışlar. bunu farkedince arayıp iptal etmiştim randevuyu.

Olumlu yorumları yok sayıp sadece olumsuz yorumları okuyun, ancak o şekilde fikir edinebilirsiniz. Bu durum tüm eticaret siteleri için geçerli. Paranın döndüğü yerde yorumlar her türlü satın alınır, reklam ajanslarından ısmarlanır veya eş dosttan rica edilir.

haydaa içime kurt düşürdünüz.

Armut'tan daha önce 2 hizmet satın aldım. Bir bulaşık makinesi taşıttım, bir sefer de bir su işi için tesisatçı çağırdım ikisinin de az sayıda ama iyi yorumları vardı. 100 ve 150 tl 'lik işlerdi.

İlk kez büyük bir işe giriştim, gradrop yaptırıyorum 2.000 TL'ye. Bir sürü olumlu yorumun içinde 2 olumsuz yorum vardı, ölçü aldılar beklemedeyim, ay sonunda teslim edeceklerdi bakalım ne olacak

armut.com'dan boyama teklifi almistim. dunya para istedi gelen boyacilar. kendim boyadim ben de. baska alternatifleri degerlendirin.

Çeşitli içerik/makale yazdırma sitelerinde yorum yazdırma işleri de oluyor, farklı insan isimleri vs sallayıp yalan hizmet/ürün yorumu yazıyorsun. O sömürü işimden sonra hiçbir sitedeki yoruma inanamaz oldun. :/

WhatsApp tan resimleşin neyi merak ediyorsa sorsun resmını yollayın tanımadığınız adamı sokmayın eve bence

kadınsanız eğer yalnız olmamanızı tavsiye ederim. Ya da kapı önüne çıkarabilirsiniz fırını (mini fırın olduğunu varsayıyorum) içeri davet etmeden.
erkekseniz de bir sorun olacağını sanmıyorum. Sonuçta adamın görmek istemesi de gayet doğal.

dolandırıcı illa ki denk gelebilir. alıcı ne kadar foto görmüş olsa da bakmadan almadı pek mümkün değil.

cinsiyet önemli değil, ne olursa olsun, eve yabancı davet etmeyin derim. hele ki kadınsanız ve profildeki diğer ürünlerden de bu durum anlaşılıyorsa, sakın!

whatsapptan resimleri gönderin, almak isterse, şu caddede, bu sokakta görüşün ve teslim edin.

kesinlikle yalnızsanız eve almayın aman. erkek olmanız da önemli değil, orada deli gibi kullanılmış iç çamaşırı arayan sapıklar var ki daha neler vardır

erkeğim ama ne bileyim kapıyı açıp eve aldıktan sonra bıçağı/silahı çekip soymak istese soyabilir sonuçta yani o sıkıntı. ama sattığım fırında da bi sıkıntı var onun boyutunu görmeden almak da mantıklı değil ben olsam ben de bakmak isterdim fırın da büyük fırın mecbur içeri almak gerek neyse ailecek evde olduğumuz bi saat diyeyim de biraz caydırıcılık olsun bari

1. görmek istemesi normal.

2. Tedirgin olmakta çok haklısınız, yanınızda mutlaka biri olsun. Mümkünse kapıdan ürünü gösterin. "Tek mi kalıyorsun?" vb, laf açmaya kalkarsa; 3 kişi kalıyoruz de, gelen giden çok oluyor de.

tedrgin olmanız normal ama aynı mantıkla adam herhangi bir evin kapısını çalıp silahla soygun da yapabilir. bunun için illa letgo'ya gerek yok.

Sayısız kere satış yaptım letgodan. Genelde telefon gibi küçük elektronik malzemelerdi. Sorun yaşamadım hiç. Hatta bir kere telefonun bir şeyi bozukmuş farkında değildim. Adama yarın şu saatte buluşalım geri alayım dedim. Tamam dedi ertesi gşn aradım boşver çok önemli değil dedi.
Annem evdeki eski tüplü televizyonu da sat madem yer işgal ediyor deyince onu da koydum. Adamın birisi aradı. Görebilir miyiz dedi. Evi de bize çok yakınmış. Şimdi fotograf whatsapp falan dedim whatsapp yok gelip denesek dedi.
Babama sordum tamam dedi. Ben pek istemedim açıkçası ama babama da şöylenyap şunu de diye tembihledim.
Adamlar at hırsızı kılıklı iki tipmiş. Eve girince ayakları leş gibi kokuyordu dedi annem. Tv hakkında hiç soru sormadan salak salak konuşmalara girmiş bunlar. Pek güvenememiş babam almayın siz demiş defetmiş bunları.
Biz bir iki gün hırsız mı diye tedirgin olduk yalan değil. Birşey olmadı şükür (babamdan yediğim lafları saymazsak) ama böyle durumlar da yaşanıyor malesef. Bilginiz olsun.

almak isteyen kisinin mali gormek istemesi normal. ama evde tek kisiyseniz kesinlikle iceri almayin. ya evde birisi olsun, ya da binanin onune, parka vs bir yere goturun.

ne satıyorsun? bazı şeyler vardır evde denenmesi gerekebilir de çoğu şey için gerekli değil bu.

Unisex bir ismim var ve beni kadın sanıp attıkları mesajları görmelisiniz. Bu kadar sapığın bir araya toplandığı başka bir platform yok

@himmet dayi bi çok insan kapıyı çalan tanımadığı birini eve almaz, yine alıcak birini bulabilir ama epey dolaşması gerekebilir, letgo da girecek ev bulma kolaylığını sağlamak için güzel fırsat.

@ismira007 merak ettiğim tam da böyle tecrübelerdi teşekkürler paylaştığınız için

Plus modelinden al. Bütçene göre 7 plus ya da 8 plus.

Plus'ta çift kamera var, portre modu vs. çok iyi.

plus almak istiyorum ama modele karar veremedim ya yurt dışından 8 getirticem ya da 7

8 plus. mevcutta 7 plus'ı olan birisi için 8 plus almak gereksiz ama ikisi de yoksa ve bütçe sorunu da yoksa düşünmeden 8 plus, hatta mümkünse x.

fotoğrafları güzel çekmek istiyorsan, huawei mate 10 pro'yu bekle duyuruldu.Kasım ayında satışa çıkıyor. Hem de yapay zekalı telefonun olmuş olur.

shiftdelete.net

bir onları da inceleyeceğim bakalım.

hissedeceğin bir fark yok, ama çabuk eskimemesi için ben olsam 8 alırım

Halihazırda 7 kullanan birisi olarak, 8 bana bunu satıp kendini aldıracak birşey vadetmedi açıkçası. Tek hoşuma giden nokta kablosuz şarj oldu ama o da bunu sattıracak bir konfor değil.

Ama, başka makine kullanıp ikisinden birini alayım diyorsan 8 al.

yakisir :))

masaustu resmini de high sierra yap. bi de start menu’yu uste attin mi tamamdir.

hatta mac os temalari falan da vardi galiba.

thumbsnap.com

ahahah süper panpa :)))

Arkadaki logo parildamiyor artik :(( normal maclerden daha guzel olmus :d

lgbtli mac'i de ilk defa görüyorum.

Olmuş.

mac os da kurulabilir (bkz: hackintosh)

güzell...

@sl78

Estafurullah, parayla verseler kullanmam ama bakma yoksunluk işte. ama güzel olmuş dimi.
mactech. ehe.

hahahahahahha bu fikri sana ben vermiştim olm o ilk actigin baslikta ahahhahaha

sıcak havayla birleştiği için buharlaşıyor?

yoğuşma değil mi işte, farklı bir şey mi varmış?

Havadaki nem soğuk yüzeye temas edince ısısını veriyor ve su damlacığı haline geliyor yoğuşma deniyor.
Ayrıntılı bilgi için psikrometrik diyagram.

kararsızataletfilozofu +1

havadaki su buharının soğuk yüzeye çarpması sonucu oluşuyor.

not: su her sıcaklıkta buharlaşır.

Biliyorduk, ilkokulda öğrettiler.
Sana ilginç bakınızlar vereyim.
(bkz: çiy)
(bkz: kırağı)

Eğer geçen ay işe girdiyseniz, ay sonu tekrar kontrol edin, o zaman sistemde görebilirsiniz.

e-devlet'ten mi bakıyorsunuz? SGK'nın sitesine biraz daha geç düşüyor. e-devlet'ten bakmayı deneyin.

1 ayi gecmesi onemli degil, o firma sgk tahakkukunu aldiginda sistemde gorunur, onun da son tarihi 23.10.2017

24.10.2017 sabahı tekrar kontrol edin.

Söyleyeceğim işlemleri yapın:
-e devlete girin
-çalışma sosyal güvenlik bakanlığı > işçi sendikaları üyelik işlemlerine tıklayın
-eğer o anda bir firmada çalışıyorsanız anlık olarak firma ismi orda gözükür, sgknızın yapıldığını görürsünüz, ayın 20sinden sonrasını beklemezsiniz
-çalışmıyorsanız hiç bir şey gözükmez.

-sürekli şantiye/iş değiştirdiğim için sürekli böyle kontrol ederim, şans eseri bulmuştum, kesin doğrudur.

2

2 veya 3

ortalama 2-3. bazen abarttığım oluyor, onu da beleşten kardiyo yapmışım gibi kabul ediyorum.

3 kahve
3 cay

ortalama 0.1 (ayda 3 falan)

Filtre kahve-Americano 5 taneden aşağı olmaz ama 10 olduğu da olabiliyor işlerin yoğunluğuna göre.

2 bardak filtre kahve maks.

hiç

Hiç içmiyorum çünkü içmeye alışınca ve saatim geldiğinde içmezsem baş ağrısından duramıyorum. Kahve bende böyle bir etki yapıyor.

0

Kahve sevmiyorum.

2 birisi espresso macchiato, damla sakızlı türk kahvesiyle birlikte 3.

1 belki olamasa da olur yani çok aramam

0 çünkü kahve iğrenç bir içecek:(

sabah 400 ml french press, öğleden sonra da bir fincan türk kahvesi.

yarim demlik zabaanan yarim demlik ausaminan iciyom.

2-3 bardak ama baya buyuk, çorba fincani, sütlü

5-6

Sabah 1 filtre kahve, öğle yemekten gelince 1 Türk kahvesi, akşamüstü (birkaç dk sonra mesela) 1 filtre daha ^^

2-3 türk kahvesi
2-3 kupa filtre kahve
Akşamları da Starbucks kahvelerinden 1 orta boy (haftada 2-3 kez)

Ortalama 6 fincan filtre kahve, 2 türk kahvesi

şu an 1 bardak gibi
asker iken günde 9-10 bardak içerdim kesmezdi iki kahveyi bir bardağa döker öyle içerdim neyse ki kurtuldum o illetten.

sabah 1 filtre, öğleden sonra türk kahvesi, bazen akşamları da ikisinden biri bir daha.

1 bardak. Kahvaltıdan ya da ogle yemeğinden sonra

1-2

0. acrylamide icerdigi icin biraktim

Tamam.

Tamam.

ne vericem lan fakir.

yaa moralinizi bozmuyor mu bu durum? mesela birçok zengin için 1 milyon dolar bahşiş parası. atsa 3-5 biz de nasiplensek. ne bileyim x şirketinin ceo'su bu yıl 1 milyon dolar az kazansın onu da bana versin. hiç etkisini hissetmez bile ama benim hayatım değişir.

sana atsa baskasina da atacak, boyle boyle kendisine kalmaz haciko.

sen bill olsan sana 1 m. dolar verir miydin? ben olsam vermezdim

parayı değil, parayla alabileceklerimizi istiyoruz aslında ama herkes para istediğini sanıyor.

1 milyon doların olursa neler yapmak istediğine karar ver, sonra bu istediklerini birer birer gerçekleştirmeye çalış. belki hiç para harcamadan bile yapabileceğin şeyler çıkar aralarından. ha sen yatlar, katlar, lüks arabalar falan isteyen bir tüketim çılgını, efendim bir kaptializm düşkünü falansan zaten çok geçmiş olsun.

iban verin lutfen.

paranın huzurla alakası yok.
huzurlu ol yeter oğlum.
sevdiğinle pilav makarna salata ye su iç ama mutlu ol.
mutlu olmadıktan sonra sokmuşum pariste en ünlü restoranda en iyi yemeği ye huzursuz bir şekilde ne olacak.

Böyle bir baban varsa Dünya Bankası Ceo'su olup, Bill Gates'e damat bile olabilirsin;

-----

Baba: Benim seçtiğim bir kızla evlenmeni istiyorum.
Oğul: Hayır!
Baba: Kız Bill Gates’in kızı.
Oğul: O zaman tamam.

... Baba Bill Gates’e gider:

Baba: Kızını oğlumla evlendirmek istiyorum.
Bill Gates: Hayır.
Baba: Ama oğlum Dünya Bankası’nın Ceo’su
Bill Gates: O zaman tamam.

... Baba Dünya Bankası'nın Başkanı'na gider:

Baba: Oğlumu Ceo yap!
Başkan: Hayır.
Baba: Oğlum Bill Gates’in damadı.
Başkan: O zaman tamam.

-----

Ya düşünsene. Adamın 70 milyar dolar serveti var mesela. Parasının %99unu dağıtsa 700 milyon dolar kalıyor. Çok üzünç slsk

Senin olsa sen de vermezsin. Oldugunda bu söylediğini hatırlayıp gülersin sadece

Motivasyonumu bozuyor.
Gerçi uzun bir süredir motivasyonum yok.
Adaletsizlik, haksızlık, adam kayırmalar benzeri durumları gördükçe duydukça hayatta bir şeyler başarma öğrenme isteğimi kaybediyorum.
Kestirme yolları böyle gördükçe de talih kuşu konmaz bize diyip bozuluyorum

türkiye'nin en zengin adamının kapısına git 100 tl iste vermez. verirse içine dert olur. bu böyledir.

ama 10 tl'lik bir malı 1000 tl'ye rahatlıkla satabilirsin yeterince ikna edici olursan. burdan ilerle.

1 milyon insandan 1 er dolar alsan yine 1 milyon dolarin oluyor 1 dolar hic koymaz

olmuyor hacı. talep çok.

eksiduyu.ru

kendin kazanmayı denesen? 70 yaşında değilsen hala ihtimalde var, denemesi zor gelmiyordur umarım?

Hayattaki tek motivasyonun para ise ve bunu zirt pirt dusunup abuk hayaller kuruyorsan gecmis olsun, sonsuza kadar mutsuz olacaksin.

t-mobile seçip devam et, göreceksin.

şimdi baktım 8 için buy without a carrier seçeneği gelmiş. x için yine dediğim gibi yapabilirsin.

iphone X 3 kasım'da çıkacak sanırım. Şu anda 8 alınabiliyor.

herşeyi kaydedin yedeklerinizi alın ve pili çıkartın

pili cikarmaya gerek yok acma kapama dugmesine kapanana kadar basili tutun. 10 saniye bile surebilir farketmez sonunda kapanir.

sürekli olan bir sorun mu tek seferlik mi?

eğer sürekli ise windows kurulum diski yaratıp windows'u onarın. Hiçbir dosyanız ve ayarınız değişmeden tüm sistem dosyaları yenilenir. Böylece "shutdown" görevini yerine getiremeyen sistem dosyaları yenilenmiş olur.

eğer bilgisayarınızın recovery diski varsa kurulum diski oluşturmanıza da gerek kalmaz. "windows onarma" diye google'da aratın, ilgili yönergeler karşınıza çıkacaktır.

windows 10 sonrası benim de dell bilgisayarım büyük s.çtı, kapanmıyor. yeniden başlatmada sorun yok, ama kapat deyince ekranı karartıp pilini bitene ya da cebren ve hile ile kapatana kadar bir işler çevirmeye devam ediyor. bilmem benzer bir sorun mu, ama windows 10'dan kaynaklı olduğuna dair epey bir şey okudum forumlarda orada burada, zilyon tane çözüm denedim, amma lakin ki sonuç;

www.youtube.com

Chevrolet alınmaz: www.arabalar.com.tr

edit: şunu da ekleyeyim. Opel ile parçaları ortak olabilir ama Opel PSA'ya satıldı yakın zaman önce. Yani GM grubunda değil artık. İlerde yedek parça üretiminde sıkıntılı durumlar oluşabilir.

piyasadan çekilen bir markanin üstelik benzinli modelini almak pek akilli bir secim değil bence.
yine de almak istiyorsaniz,
-opel ile cogu parcalari ortak. o nedenle yedek parça sorunu pek cikmaz.
-piyasasi zayiftir, yukarida belirttiğim nedenlerden dolayi.
-benzinli olduğundan yakit tüketimi az bile olsa tutar olarak yüksek olacaktır.

Ağır kasa zayıf motor birlikteliği ile evet cruze çok yakar muadillerine göre. Parça sıkıntısı yaşamazsınız Türkiye'de aşırı kupon olmadığı müddetçe her parçanın çıkması, çakması bulunur nitekim.
Piyasasını bilmiyorum

şu site işini görür:

www.trafi.com

moovit yükleyebiliyorsan telefona, tüm sıkıntıların gidecektir...

ama hafızadan yazacak olursam:

522'ye binerek Kısıklı'da inebilir, 13 hatlı otobüse binerek gidebilirsin. Veyahut, 522 yerine Metrobüs, Altunizade, oradan da yine 13'e binebilirsin.

Ya da Mecidiyeköy'den Kadıköy'e geçip oradan 19M'e binebilirsin. veya dolmuş...

yayılmayı seviyorsan al koltuğu. bayağı geniş, yaşlılar alışık değil bu tarz koltuklara ama herkes rahat eder. bizde yine köşe ama tek kişilik eksiği var. bir de poang var. iyi oluyor bence. çok 4-5 kişi için yeterli oluyor koltuk + poang. tribün gibi de hissettirmiyor. kolçaksız bizimki bir de, daha ferah sanki böyle.

koltuğu da masayı da önermiyorum.

masa bir kere aşırı pahalı. daha hesaplı ve daha güzel masa alabilirsin.

koltuğu önermeme sebebim çok fazla minder olması. her gün en az 10 kere koltuğu toparlamaktan bıkarsın. mindersiz modellere bak.

o tarz koltukları kim alıyor diyordum ben de. tam da şu dediğin mevlüt muhabbeti yüzünden çok kötüler. ayrıca modelleri de hoş değil bence. ikili olanından da alma yani.

bak buradan farklı fikirler bulabilirsin. fotoğraflar da koymuşlar, evde nasıl durduğunu da görebilirsin böylece.
www.comfort-works.com

masa süper ama. çok sağlam olduğuna eminim. sandalye olarak da oturma yeri geniş bir sandalye seçersen daha rahat edersin. bak burada YPPERLIG masa ve YPPERLIG sandalye kullanmışlar çok da güzel olmuş bence.
www.google.com.tr

ikea'nın ios için bir uygulaması var, mobilyaları 3 boyutlu olarak odana yerleştirip bakabiliyorsun. onu bir incele işine yarar.

ider e bak bide..

Kirarak getiriyorlar. Paketi acmadan teslim aldim diye imzalamayin.

yesıl koltuklar güzel masada biraz pahalı ama sade ahsap çok tatlı gözüktü

Koltuğu beğenmedim be cancan ama yeşilin tonu güzelmiş;)

masayı beğendim ben. ama koltukları alma derim, çok pahalı. o parayı verebiliyorsan daha kalitelisini ve güzelini alabilirsin.

Arkadaslar yorumlarinizi cevapsiz gibi birakmis olmayayim. 2 tane uclu yesil koltuk ve bir de masayi aldim. Sali gunu gelip kuracaklar. İsteyene foto atarim :)
Koltuk cok rahat gibi. İkea ya giderseniz bir deneyin derim.

bende var o koltuğun grisinden. Çok rahat. Hiç de dağılmıyor. İyi yapmışsınız.

koltuk kesinlikle çok rahat. pişman olmazsın. :)

Koltuğu kullanmadan bilmeden sallamış herkes minderler dağılır zor toplarsın vs. diye. Üstüne oturulan minderler koltuğa alttan fermuarlı, diğer büyük olanlar da ağır zaten, dağılmıyor yani bir problem yok. Rahatlığında da bir problem yok, bunlar yatak olarak da kullanılabilen kanepeler, minderleri aldığında 1 metreye 2 metre gibi bir alan oluşuyor yatmak için, tek kişilik yataklar da o kadar oluyor zaten. Köşeli olan çok büyük yalnız, üçlü olanlar daha mantıklı, iyi yapmışsın. Bende bir üçlü bir uzanma koltuğu bir de pufundan var bunun. Yerlerini sürekli değiştirip kullanıyoruz.

iphone 7 al. 3000'e düştü fiyatı hepsiburada'da.

mi 6

Huawei p10

Bütçe belirtin.

Gittiğim salonda genel ihtiyaçvar var. O nedenle sadece kendimi götürüyorum.

Çıplak dolaşmıyorum, hatta uyarı bile var "nü dolaşmayın" diye..

Lif götürmüyorum.
Havlu, saç havlusu, terlik ve şampuan götürüyorum sadece. Bunlar kullandıktan sonra ıslandığı için torbada alıyorum yanıma.
Dekatlonun şu ince havlularından kullandığımdan çok yer kaplamıyor, tavsiye ederim.

Yedek çamaşır götürüyorum. Dikret gittiğimde terleyen çamaşırlarımı çıkarıp torbaya, torbayı da çantaya atıyorum. Duştan çıkınca da yenileri giyip eve gidiyorum. Temizlik ürünü olarak şampuan sadece. Çünkü maksat terin vücuttan gitmesi. Detaylı banyoyu evde yaparım.

kismisolungac duş kabininde mi çıkarıyorsun?

havlu saç havlusu bir de spor havlsu, 3 havlu mu?

himmet dayı nerde çıkarıyosrun soyunma odasında mı?

Aynen 3 havlu, duş alma kısmında çıkartıyorum.
Himmet dayının da dediği gibi amaç ter gitsin, keselenmeye gerek yok yani :)

şampuan, havlu, boxer.

spordan sonra üstümü çıkarıyorum, boxerla duşa giriyorum. boxerı orda çıkarıyorum. yanıma temiz boxerı da almış oluyorum. duş bitince, duşakabin içinde kurulanıyorum mümkün olduğunca, temiz boxerı da orda giyiyorum. sonra dışarı çıkıp kalan işleri orda hallediyorum.

Ben sadece üst tabakayı çıkarıyorum. Yani tişört ve altımda ne varsa onu. Duşa öyle gidiyorum. Su geçirmeyen torba içinde de duştan sonra giyeceğim iç çamaşırı oluyor. Duştan sonra giyinip havluya sarınıp öyle çıkıyorum. Üstümü dolabın orada giyiniyorum. Ama ilk gittiğimde normal kıyafetten spor kıyafete geçişi tamamen soyunmam gerektiği için kabinde yapıyorum. Sanırım daha karışık anlatamazdım. :/
Yanımda giysiden başka bir şey götürmüyorum. Havlu, şampuan vs duş kabinlerinde var. Çıplak gezmiyorum, gezeni de hiç anlamıyorum. Millet kremini sürüyor, arkadaşıyla sohbet ediyor, telefonda konuşuyor falan. Çok saçma geliyor bana.

Salon yan sokakta olduğu için evimde alıyorum. Uzak salona giderken de evimde alıyordum gerçi. Hiç işim olmaz salonda mantar falan kaparım kesin pis heriflerden.

Üç havlu ve peştemal ile gidiyorum. Spor havlusu, saç havlusu ve banyo havlusu. Peştemal ile duşa gidiyorum, havlu ile sarınıp dönüyorum. Seyahat boyu şampuan ve sabun/duş jeli götürüyorum duş kısmına. Gerçi duş jeli yapılık geldiği için sabunu daha çok götürüyorum poşet içinde. Lif pek götürmüyorum. Terlik, saç havlusu da gerekiyor. Yedek çamaşır ve çorap götrüyorum. Kirliler ve ıslaklarınayrı poşetlere koyuyorum, eve gider gitmez onları açıyorum. Bunun dışında matara ile su ve müzik dinleyecek bir şeyler de götüryoeum.

ihtiyacın olan şey sanırım şu: tr.aliexpress.com

www.teknostore.com şunu önereyim size.

abi o kadar fark etmiyor. herhangi bir telefoncuda 15-20 liraya bulursun. Çin'den geleni bekleyeyim dersen 2-3 dolara var. FLAC çalmıyorsan zaten çalınan müzik kaliteli değil ki kablo bu müziğin kalitesini düşürsün.7

@yyyy'nin dediği kablo senin ihtiyacın değil. Focus'ta zaten vardır aux girişi.

Ancak 2015 focus'ta iphone USB ile bağlayınca içindeki medyayı görüyor olması lazım. Bir de bluetooth yok mu araçta?

sırf aux kabloysa her türlü bozuluyor bir süre sonra, en ucuzunu al.

bluetooth çıkışlı aux olanları da var, zırt pırt telefon bağlamıyorsun. aukey, anker falan vardı marka olarak, iyi onlar nispeten.

ben 2 yıl önce 6 ay kadar işsizdim bana da çıkmadı. ben de merak ediyorum sebebini.

@himmet dayi: İşle ilişik kesilince de 6 ay kadar sağlık sigortası devam ediyor diye biliyorum.

1080p olmasına dikkat et. HD Ready olmasın yani Full HD olsun.

Hemen hemen aynı ürünler model numarası yazmaya gerek yok.

Vestel arçelik beko gibi bir ürün alma.

Bulabilirseniz panasonic, samsung, lg ve tabi ki sony.

İşlemcisi çok eski, piyasada bundan çok daha iyi i5 işlemciler var. Ayrıca iki çekirdekli bir işlemci bu.

Ekran kartı yok.

Ram DDR3 -> Eski.

Özet: ben olsam bu bilgisayarı almazdım.

kesinlikle alinmaz.

2010 yilinin islemcisi, ismi i7 olsa bile su anda outdated o islemciler. söyle bir sey var, öldürmez kesinlikle, ama beklentinin karsiligini vermez.

bunun i5 li tamamen güncel versionunu 500 € civarina kurabilirsiniz.

Web sitesinde bakım çalışması var. Her ülkede aynı durum

Vize yasağı göçmenlik vizesini kapsamıyor zaten. İlk başvuru gününde girdiğimde Begin Entry butonu çalışmıyordu. Sonradan düzelmişti. Şimdi komple bakıma almışlardır.

Odanın içinde kasa var ise kasaya kitleyebilirsin. Tabii boyutunun yeterli olması lazım.

kasa +1
yoksa odada falan kesin çalınır
oda da yoksa otelin belki kiralık kasası olabilir.
Emanet kasası

Odanın içinde kasa değil de dolaplar var, sanırım ya kendi kilitleri var ya da asma kilit takmalı. Ama her türlü patlatmaya müsait yani

o mantıkla yaklaşırsan odadaki kasaların zaten otel tarafından açılabilen anahtarları da oluyor. Sen şifreyi değiştirip gittiğinde sıfırlıyorlar yani. Dünynın en güvenli kasası da olsa patlatmak isteyen adam patlatır.

@himmet dayi tabi oyle bir ihtimalde var fakat ozel oda gibi degil maalesef, odaya giris cikis yapan insanlar var tabi kartla giriliyor ama insanin aklinda da kusku kaliyor. tren istasyonunda falan parali kasa gibi bir sey mevcut mudur?

Yani kesin çalınır da denemez tabii, insana göre farkedern. Ben canon fotoğraf makinamı sırt çantamın içinde bırakarak çıkıp gezmiştim amsterdamda. bi şey olmadı ama buna güvenerek de bırakılmaz tabii.

@akatreil aslında sırt çantamda vs. taşımak benim için sorun değil fakat daha rahat dolaşmak istiyorum. Bar veya coffeeshop tarzı mekanlardan sonra bir de onun derdiyle dolaşmayayım.

Araba kiralayin. Arabanin bagajina kilitleyin. Arabayi da otoparka birakin.

Çoğu hostel'de kilitlenebilir bir dolap oluyor zaten ama yine de siz yanınızda minik bir asma kilit götürün. Hostellerde herkesin yanında laptopları elektronik aletleri olur, ilk siz olmayacaksınız merak etmeyin. Mutlaka kilitli bir dolap bulursunuz.

En kötü ihtimal tren istasyonunda elektronik kasalar oluyor oraya bırakabilirsiniz. Endişe edeceğiniz bir durum yok bence, zaten daha önce kalmışsınız hosteli ve dolap sistemini biliyorsunuzdur.

@Traveller maalesef ehliyetime el konulduğu için araba kiralama şansım yok.

@nickfury tren istasyonlarındaki elektronik kasaları denemeyi düşünüyorum. artık en kötü kaderime razı gelip hostelde dolabın içinde bırakıcam.

www.amsterdam.info tarzı kiralık kasalarla çözülebilir. hostele bırakmayın.

Hostelde birakirsan kesin calinir degil, buyuk ihtimalle hicbir sey olmaz ama tabii ki kendinizi garantiye alin. Hostel'de kilitli kasa vardir, siteden bakin. Oda resimlerinde de buyuk ihtimalle kasanin boyutunu gorursunuz laptop sigar mi sigmaz mi. Bazisinda kilit olmaz kendi asma kilidini kullanirsin, o yuzden yaninda asma kilit gotur.

2. bir secenek bavulun icine koyup bavulu da hostelin luggage room'una birakmak. Kilitli bir oda oluyor bavul icin bazilarinda.

Hostelde genelde birşey calinmiyor ama en kötü resepsiyona birakirsin.